LATİNLER'İN İSTANBUL İŞGALİ
(12 NİSAN 1204)
IV. Haçlı seferi sonucunda Konstantinopolis, 1204'te Haçlılar tarafından ele geçirilmiş, bütün zenginlikleri yağmalanmış ve burada bir Latin krallığı kurulmuştur. Haçlıların 12 Nisan 1204'te şehri ele geçirmesinin ardından Konstantinopolis üç gün boyunca yağmacıların eline bırakılmıştır.
ARAP KAYNAKLARINDA İSTANBUL'UN İŞGALİ
IV. Haçlı Seferi, tıpkı daha önceki seferler gibi, Kudüs’ün Müslümanlardan kurtarılması amacıyla tertip edilmişti. En azından ilan edilen amaç buydu. Fakat belirlenen rota üzerinden Mısır’a gitmek için Venedik’te toplanan Haçlılar, yön değiştirip Bizans İmparatorluğu’nun başkentine, İstanbul’a yöneldiler. Venedik Doçu Enrico Dandolo’nun yönlendirmeleriyle gerçekleştiğini bildiğimiz bu rota değişikliği, yalnızca seferin başarısız olmasına neden olmakla kalmadı, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun da fiilen ortadan kalkması ile sonuçlandı. 1204’te İstanbul’u işgal eden Haçlılar, tarihteki en acımasız katliam ve yağma faaliyetlerinden birini gerçekleştirdiler. İşgalden sonra İstanbul’da bir Latin devleti tesis edildi. İşgalcilerin liderlerinden biri olan Flandre Kontu Baudouin’in ilk hükümdarı olarak taç giydiği bu devlet, yarım asırdan daha uzun bir süre varlığını devam ettirmeyi başardı. Fakat bu sefer ve işgal, özellikle İslâm dünyası için sahip olduğu keskin öneme, kısa ve uzun vadeli sonuçlarının Ortadoğu coğrafyasındaki Müslümanlar ile Türklerin tarihi üzerindeki belirleyici etkisine rağmen Müslümanlar arasında fazla ilgi görmemiştir. Gerek Bizans gerek Anadolu ve Selçuklu tarihi için önemli bir kırılma noktası durumundaki İstanbul’un işgali ile sonuçlanan sefer, Arapça kaynaklarda, esasen alışık olmadığımız bir şekilde, detaylı olarak ele alınmış değildir. Öte yandan, kaynaklarımızın işgal hakkında az da olsa bilgi verdiklerini de belirtmek gerekir. Çalışmamızda, 1204’teki İstanbul işgalinin Arapça kaynaklardaki bazı yansımaları ele alınacak, bu yansımaların mâhiyeti üzerinde değerlendirmelerde bulunulacaktır.
1204’de 4. Haçlı Seferi sırasında Konstantinopolis’i ele geçiren Latinler, Eugène Delacroix (1798-1863)
Ortaçağ tarihinin en ilginç vakalarından birisi olan Dördüncü Haçlı Seferi 1204’de Konstantinople’un Latinlerce fethiyle sonuçlanmıştır. 150 yıl sonra Nikephoros:
Gregoras, Bizans’ı fırtınada parçalan gemiye benzetmiş olup, Byzantium’da bir Latin krallığı çevresinde çok sayıda Yunan devleti kurulmuş, imparatorluk parçalara ayrılmıştı.
3. Haçlı seferinin başarısızlığı Batı Avrupa’nın dini şevkini kırmamış Papa III. Innocent’in (1198-1216) öncülüğünde 1202 yazı öncesinde yeni bir seferin hazırlıkları yapılmış, Mısır’a yelken açmak amacıyla Venedik’te toplanmaya başlanmışlardır. Bununla birlikte yeterli paraları olmayınca gemilere binememişler, Venedik yöneticisi Enrico Dandolo onları Macar kenti Zara’ya göndererek başından savmıştır. Haçlılar Kasım 1202’de Zara’ya giren Haçlılar kışı burada geçirmeye karar vermiş bu sırada kör II. İsaac’ın oğlu olan Bizanslı prens Alexios Angelos kampa gelerek yüksek miktarda para karşılığında, tahtı ele geçirmek için kendisine yardım etmelerini istemiştir. Maddi sıkıntı içindeki Haçlılar, Konstantinople’da bir süre kalıp elde ettikleri parayla Kudüs’e gitme fikrini cazip bulunca taraflar Mayıs 1203’de Korfu’da bir antlaşma imzalamış, 24Haziran’da ilk Haçlı gemileri İstanbul Boğazı’na ulaşmıştı. Haçlılar ilk olarak 5 Temmuz 1203’de Galata’yı işgal etmiş ve Haliç’e ulaşımı engelleyen zinciri kesmeyi başarmışlardı.
Haçlı ordusu kente Haliç kenarındaki deniz surları üzerinden girmiş, çıkan büyük yangın kentin savunmasını çökertince, 17 Temmuz 1203 günü Konstantinople Latinler’e teslim olmuş, imparator III. Alexios Angelos (1195-1203) ise beraberinde hazineden aldığı 75 bin altınla kaçmayı başarmıştı.
Kör II. Isaac yeniden tahta çıkarılarak oğlu IV. Alexios ile birlikte imparator ilan edilmişti. Verdikleri sözü tutan yani kenti işgal edip, tahtı eski sahibine veren Haçlılar Galata’ya yerleşerek Zara’da anlaştıkları miktarda paranın kendilerine teslim edilmesini beklemeye başladılar. IV. Alexios Haçlılar’a vaad ettiği ödemeyi yapamadığı gibi Latinleri getirdiği için kent halkının kendisinden ettiğini ve hiçbir desteği olmadığının farkındaydı. Ocak ayında çıkan isyanda IV. Alexios ve babası öldürülürken V. Alexios Doukas Mourtzouphlos kente hakim olmayı başarmıştı. İsyan sırasında Latin karşıtı duygunun ön plana çıkmasının yanı sıra paralarını alamayacağını anlayan Haçlılar Bizans başkentini ele geçirmeye karar verdiler. 13 Nisan 1204 Salı günü tarihi kent Haçlıların eline geçti ve eski imparatorluk topraklarında bir Latin krallığı kuruldu. Fransız şövalye Robert de Clari anılarında Haçlıların kentte yaşayan insanları Troyalıların soyundan geldiğini düşündüğünü aktarırken, Ortodoksların Latin dinine saygı göstermediği gibi sebepler ileri sürerek işgali haklı göstermeye çalışmıştır. İşgal sırasında Latinler kenti 3 gün 3 gece boyunca aralıksız yağmalamış, çok sayıda kişiyi acımasızca öldürmüşlerdir. İşgale tanık olan tarihçi Niketas Choniates, kiliselerin işgal edildiğini, kadınlara tecavüz edildiğini, erkeklerin öldürüldüğünü acıyla anlatırken umutsuzlukla bir zamanlar kenti kuşatan Arapların bile daha nazik ve haça hürmet eden insanlar olduğunu kaydetmiştir. Latinler kente değerli olan ne varsa ele geçirmiş, tarihi yapı ve kültürel hazineler yakılıp, yıkılmıştı.
İtalyan yazar ve edebiyatçı Umberto Eco asırlar sonra Yeni Roma Konstantinopolis’in 1204’te kendi dindaşlarınca yakılıp yıkılmasına şahit olan tarihçi Niketas’a şu dokunaklı sözlerle seslenmiştir:
“Tüm Hıristiyanlık âlemi için ne büyük bir utanç bu, kardeş silahlı kardeşe karşı, Kutsal Kabir’i yeniden fethetmesi gerekenler aç gözlülüğe ve kıskançlığa kapıldılar ve Roma imparatorluğunu yıkıyorlar. Ey Konstantinopolis, Konstantinopolis, kiliselerin anası, dinin prensesi, kusursuz düşüncelerin rehberi, tüm bilimlerin yaşam kaynağı, bütün güzelliklerin merkezi, Tanrının elinden öfke kadehi içtin ve Pentapolis’i yakan ateşten daha büyükbir ateşle yandın, hangi kıskanç ve acımasız şeytan sarhoşluğunun aşırılığını üzerine saçtı, hangi çılgın ve iğrenç insan düğün meşaleni yaktı. Ey altın renkli ve erguvani imparatorluk giysisini giymiş ana, şimdi kirlendin, zayıf düşüp evlatlarını yitirdin …”
Yorumlar
Yorum Gönder