HİPODROM (AT MEYDANI)
HİPODROM
DOĞU ROMA döneminde Konstantinopolis'teki adı Hipodrom, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise At meydanı olarak adlandırıldı. Şehrin en önemli meydanlarından birisi olan alanın içerisinde Roma sirki, bugün Sultanahmet Camiinin olduğu noktada ise Büyük Saray bulunmaktaydı.
Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan meydanın doğusunda Sultanahmet Camii, batısında ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile İbrahim Paşa Sarayı yer alır. Trafiğe kapalı iki yönlü geniş yürüme yollarının ortasında Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı ve Alman Çeşmesi gibi yapılar bulunur.
Maalesef günümüze sadece Sultan Ahmet Meydanının bitiminde , çarşamba pazarına yakın bir noktada bitmektedir. Hipodromdan kalan sağlam yapılar şuan bile kötü durumda ve pazarcılar depo olarak kullanıyorlar. İtalya'daki Hidoproma bakarsanız bunu göremezsiniz.
Latinler Konstantinopolis'i işgal ettiğinde Hipodromun giriş kapısının üstünde yer alan 4 nala koşan 4 atı, ve diğer kıymetli eserleri çalıp götürmüşlerdir . Şuan bile günümüzde hipodrom ortaya çıkartılmalı ve çıkartılmamalı diye tartışma halen sürmektedir. Unutmadan Osmanlı Devleti Doğu Roma eserlerine hiç bir zaman zarar vermemiş , kaldırmamış, çokta ilgi göstermemiştir. Ancak Latin işgalinde doğu roma imparatorlarının mezarları tahrip edilmiş , kemikleri dahi yakılmıştır.
HİPODROMDA NELER OLUYOR
Hipodromu günümüzdeki bir kültür sanat merkezi gibi düşünmeliyiz. Çünkü yarışlar yapılıyor ,ödüller veriliyor , bazen imparator gerekli duyuruları halka burada duyuruyordu.
En güvenilir kaynak meydanda bulunan , dikili taştır.
Bu dikili taş altında yer alan görsellerden ilkinde imparator, oğulları ve eşi yanında arkasında korumaları , yer alıyor ve imparator elinde birince gelene takacağı tacı tutuyor .
Devamında ise günümüzdeki ponpon kızlara benzer dansçı kızlar dans ediyor olarak tasvir edilmiştir.
Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu III.Thutmose tarafından MÖ 15. yüzyılda yaptırılmış ve Karnak tapınağının yedinci güneyine dikilmişti. Roma imparatoru II.Constantius MSpilonunun 357 yılında dikilitaşı tahtta bulunuşunun 20. yılı onuruna Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti. Daha sonra, MS 390 yılında imparator I.Theodosius dikilitaşı gemi ile İstanbul'a getirterek Hipodromdaki şimdiki yerine diktirdi.
Taşın altındaki 2'nci görselde ise taşın nasıl dikildiği , ve kaç içinin çalıştığı , kaç günde dikildiği belirtiyor ve yazıyor.
Osmanlı döneminde ise adı at meydanı olarak değişiyor, burada ciritler oynanıyor, şehzadelerin sünnet düğünleri burada kutlanıyor ve Osmanlı padişahları ise bu törenleri İbrahim Paşa Sarayının balkonundan izliyorlardı.
Yılanlı Sütun veya Burmalı Sütun (Yunanca: Τρικάρηνος Ὄφις Τrikarenos Οphis), İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan Hipodrom'dan (bugünkü At Meydanı) kalan, birbirine dolaşmış üç piton yılanının tasvir edildiği bronzdan yapılmış Antik Yunan anıtıdır.
Bir başka minyatürde görmüştüm ve Kanuni Sultan Süleyman At sırtında Hipodromun sonuna kadar gidiyor .Yılanlı sütun aynen buradaki minyatürde olduğu gibi duruyor ve hipodromun sonundaki duvarların biraz daha sağlam olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Hipodroma geri dönecek olursak, sizce hipodrom tekrar gün yüzüne çıkartılmalı mı? veya yer altında durmaya devam etmeli mi ?
Düşüncelerinizi yorum kısmına yazabilirsiniz .
Unutmadan anadoluda' ki diğer kurulup yıkılan imparatorluklar , krallıklar nasıl bizim tarihimizse Doğu Roma da bizim tarihimizdir .Çünkü Fatih Sultan Mehmet (2.Mehmet) bastırdığı paralara Kayser-i Rum diye yazdırmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder